Pazartesi, Ekim 31, 2011

Happy Two


Aydeddemizi kondurduk pastamıza...
Ve en sonunda yaptık partimizi! Geçen pazartesim de...


Yağmurdan yana şanslı sayılabilirdim... 'yağmur başlıyor galiba' diyenlere  'yok yok yağmıyor' diyerek herkesi topladım bahçede:)  E kolay olmadı tabi... 
 'çiselemek mi?? yok yok iyi hava, hem erir miyiz canım?...'
'hava sert miymiş? e canım yok mu kimsenin hırkası ama?'



Renk, tat,  müzik, çocuk, neşe... herşey güzeldi de... tek eksik babamızdı! Ama az kaldı... Defnecik diyordu ya 'dört' diye, 4 gün sonra yanımızda babamız! 


   Annemin eli değmese, serin havaya rağmen uzayan sohbetler olmazdı bence... Gerçi bana gerek yok artık:) Defne en tatlı ifadesiyle ANNANNE diye peşinde koşarak  teşekkür etmiş oluyor zaten!

    İyi dileklerini esirgemeyen tüm blog arkadaşlarıma da çokkkkk teşekkür ederiz Defneyle!!!!




Cumartesi, Ekim 22, 2011

2

Dün akşam 2 yaş mumunu üfledik birlikte... 21 ekime not düşemedim ama olsun. Dün akşam ki o trajik kazanın üzüntüsü yetmezmiş gibi bir de trafiğiyle uğraştık. üç saatlik yol macerasından sonra eve gelişim epey geç oldu haliyle. Haliyle yazamadım. İşin kötüsü Defne uyumuştu bile...
Ama  en sevdiğim şey; sesimi duyar duymaz, ya da belki kokumu mu alıyor bilmiyorum hemen uyandı :) 
o uyanmasa ben uyandırırdım zaten:) gündüz öyle çok özlüyorum ki!
.
O küçücük elleriyle sevinç alkışları yaparken gözlerinin içi pırıl pırıl merak dolu bakışlarıyla... kutladık 2 yaşını. Bizbize.
Canımız babamız gelsin o zaman Bizbize bir kutlama daha yapacağız... 
- Tontinicim koskoca 2 yılı devirdin neler söyleyeceksin? 
- düüüdüüüüdaaaa daaaaa Ecceeee!!! (mutlu yıllar şarkısı:)

Ömrün boyunca mutlu ol, benim tatlı kızım! 

* Arkadaşları ve kuzenleriyle olan partisini pazartesi yapıyoruz! 




Pazartesi, Ekim 10, 2011

Yağmuru Çok Severim de Şu Gri Havayı Sevemedim Gitti...

Neredeyse yirmi gün olacak, bloguma giremedim bile, yazılarınızı okuyamadım hiç, Ama nasıl özlemişim nasıl... Sebebse başımda ki yoğunluklar elbette. Okullar açıldı diye boşuna sevinmişim, daha da yoğunlaştı işlerimiz ve bir süre daha böyle olacak gibi. İşin kendi yoğunluğu bi başka birde ayrıca başka telaşlarım da vardı... sabahın dördünde uyanıp herkesler uyurken yollara bile düştüm...  Umarım boşu boşuna değildir, umarım gerçekleşir hayallerim!  Bu yağmurlar da kızımın bahçe partisini suya düşürdü ama olsun belki bana bereket sinyalidir kimbilir;) şimdi pastırma sıcaklarını bekliyoruz hasretle, bahçe de  iyiki doğdun şarkısı söyleyeceğiz... Tabi benim hayallerim suya dökülmese, moral ve keyif adına bişeyler kalırsa...

Defne ile akşamları 1 ya da bilemedin 1.5 saat pek güzel oynayabiliyorum. Sonra ise gözlerim kendiliğinden kapanıyor zaten... 'anne hadiiiii' diye çekiştirse de Defnecik mümkün değil kalkamıyorum yerimden...
Okadar uykusuz ve yorgun  kaldım ki bu iki hafta içinde hazır alışmışken erken kalkmaya acaba kendimi disipline etsem mi diye düşünmeden edemedim. hani hergün erken uyanayım diye... ama yok gerçekçi olmam lazım, üstünde fazla durmadım bu düşüncemin:)

.

Defne artık cümleler kuruyor:) nasıl sevimli anlatamam!  ben işteyken 'neyde benim annem' diyormuş!  aman nasıl hoşuma gitmişti. Hemen aldım kucağıma Defneyi, madem konuşabiliyosun Defnecik anlat bakalım dedim, dertleşelim hadi!:)

sonra başlıyor - 'babaa dittiiii'
baba gelecek tatlım, işe gitti gelecek....
 pat diye yapıştırır cevabı - 'döyt' (ama o minik dört parmağını kurşun asker gibi birleştirip göstererek) E tabi 4 kasım da gelecek babamız, bilmez mi tontini:)

ilk hayranlığını yaşıyor pepe diye bir çizgi film! bayılıyoruş meğer... bir günlük iznim var zaten pazartesi sabah sabah onu izledik, bi baktım ağlıyor ama epey ağlıyor! niye? pepe bitti diye:) pc den de izletmedim hiç, artık sabahtan akşama kadar kalkmaz başında diye korktum...

.

Şimdi tek dileğim o en çok istediğim şeyin olması! Defne uyuyorken pc başında takip ediyorum hayalimi, umarım olur ve eğer olursa size bir sır vereceğim;)