Pazar, Ekim 28, 2012

O Telefonu Bekliyorum:))

Benim için mühim olan şu çok istediğim tezsiz yüksek lisansıma başladım, bu gelişmeyle birlikte sevgilinin yanında olmamam için hiç bir sebeb ya da keşkelerim kalmamış oldu... yani en azından şimdilik öyle sanıyorum:))çünkü nedendir bilinmez işleri planladığım gibi yürütememek gibi bir beceriksizliğim var benim... bunu yaparım ama, lakin çok hırslandım;)
İçimde hep vardı özlemim ama geride eksik birşeyler bırakmamaktı derdim, bu sayede bunu da düşünmeye gerek kalmadı...artık kavuşma vakti geldiğini hissediyorum...
yazıyı baştan okuyunca, sanki yarın babamızın yanında olacakmışız gibi görünüyor:) yok o kadar çabuk değil mağlesef ama az kaldı hissediyorum. En azından birşeyler daha belirgin... 

***
Ne yazık ki bu kadarla kalmıyor, hep inanmış olduğum gibi,  bir pozitiflik beraberinde eksiyi de getiriyor ve ben tüm bunlara sukunet içinde sevinirken iş yerindeki bir olumsuzlukla herşey dengeleniverdi... öyle bir olumsuzluk ki daha tam olarak kendime gelebilmiş değilim:) yüksek lisans sebebiyle işe daha az gideceğim için aldığım önemli sorumluluklarımı geri bırakmak durumunda kaldım. Yani en yumuşak böyle anlatabilirdim:) anlatmadan da rahatlayamıyorum ne yapayım...ikizler burcunu bilirsiniz az çok...

***

Bayram benim için daha çok tatil kıvamında olmaya devam ediyor... ve farkettim ki gerçekten çok ihtiyacım varmış, uyumaya, miskinlik yapmaya, defnecikle kikirdeyip cilveleşmeye, yatakta sabah keyfine... kış gelir mi bilmem ama ben kışlıklarımı çıkarıp kendime iş bile çıkardım:))

ve bakıyorum son iki gün kalmış...
özetin özeti; biri beni telefonla arayıp işinize son verdik dese hiç üzülmeyeceğim:))  

Perşembe, Ekim 25, 2012

Hellooo!!!:)))


Bu kadar uzun süre yazmayınca nasıl başlayacağını da bilemiyor insan...
çok uzun zaman oldu yazmayalı... Neden mi? zaman yoktu, istemedim, sıkıldım, koşturdum, yorgundum, uyudum, pc mi bozdum... Cevap  hepsi:)

Neler neler  oldu elbette... Arada  kocacım yanımıza üç defa geldi de geri döndü  bile:) Çok iyi gelişmeler çok kötü  gelişmeler,  mutluluklar, burukluklar, korkular, tırnak yemeler, salya sümük ağlamalar, sürprizler... hepsi yaşandı elbet... ama en güzeli, zaman belirsizlikleri daha da netleştirecek kadar cömertti ve hepsi bir kahveyle anlatılır tatda...

Defnecik ise 21 Ekimde tam tamına 3 yaşını doldurdu:) O tam bir 'çocuk' :) ne gariptir ki bebeklikten hiç çıkmayacakmış gibi gelirdi... Şimdiyse öyle afilli cümleler kuruyor ki büyüdüğünü kafama ayakkabı fırlatarak anlatmak ister gibi:) Evet evet en iyi ifade bu!

Şimdilik bu bir merhaba postu olsun, Defneye özel notlarımı düşerim gene...
Umarım her biriniz mutlu ve huzurlu bir bayram sabahına hazırsınızdır...
Umarım herşey yolundadır her biriniz için...