Mim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Mim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Cumartesi, Eylül 10, 2011

Birikmiş Mimlerime tek tek cevap...

Mimlerim epey birikti; seviyorum da bu paslaşmayı. Blog arkadaşlarıma da çokk teşekkür ediyorum! Ama yoğunluk yüzünden düşünüp de yazamadım ne zamandır... 


* En son sevgili blogdaşım huzursuz ruhum sormuş bana da; ' Sadece bir gün için, karşı cinsin bedenine girseydiniz ama ruhunuz ve beyniniz aynı kalsaydı ne yapardınız? diye...

'' fırsat bu fırsat trafikte sinirimi bozan tüm erkek şöförlerden alırdım intikamımı:) artık taciz mi, sıkıştırma mı, el kol hareketimi, artislik mi... ne denk gelirse! '' 
başka da bişey istemezdim seviyorum kadın olmayı:)


*  Huzursuz ruhum bir de hangi şirin olduğumu sormuştu bana: 
'' Ben sanırım en yakın Hayalci şirine benziyorum! Hayalperest sayılırım, ama napıyım hayal ettikçe oluyor hep! valla bak...


*  ve son olarak  sevgili Sitare Blogger N lerini seçerken beni de 'en çocuklu hallerini anlatan' bloglardan seçmiş! Tüm diğer bloglar gibi beni de hatırlamasına sevindiğimi belirterek ben de seçeyim bloglarımı bakayım:)
Benim için; 
En güncel blogger:     huzursuz ruhum, yaz aşkı, bahar ve kızısı yağmur, pamuk prens tibet
En "özgün" blogger:  defneyle yaşamak, mavilimon
En çok düşündüren blogger: deli anne
En çok keyiflendiren blogger: cafe nohut, yolun neresindeyim, pino,  hamarat diva, pastacı rapunzel
En çocuklu hallerini anlatan  blogger: yaz aşkı, bahar ve kızısı yağmur, kayralı günler, furkan mert'le hayat, pamuk prens
En " arayı uzatıp özlenen" blogger: klavyemden dökülenler 


tek tek link veremeyeceğim, özür:(


Pazar, Temmuz 17, 2011

Larry Crowne ve MİM!



Dün akşam bi arkadaşımla gittik bu filme.  Film öncesi lafladık, Defne'ye olan özlemimi hafifletebilmek için ona ciciler aldım... İyi ki de gitmişiz diyebiliyorum yani.
Kabul ediyorum izlemesi keyifliydi, zararsız bir filmdi. Yani sinir bozucu bir tarafı yoktu.
Ama İkilinin uyumsuzluğundan anlamıştım sevmeyeceğimi . Filmin konusuna ve filmde ki gelişmelere baktıkça  'ben anlamıştım zaten' diye mırıldanıp durdum hep.
 Larry Crowne nin kariyer sorunuyla başladı film. Depresif öğretmeniyle arasında ki zorlama bir  aşkla son buldu. Kariyere ne oldu? Belli değil. 

 İyi bir konu ve birbirinden farklı özellikteki sağlam karakterleri olan filmi zorrla romantik komedi kalıbına sıkıştırmaya çalışırlarsa böyle olur tabi. Aslında iyi bir film çıkardı ama çıkamamış. 

Filmin sonunda şaşkın bi halde birbirimize bakakaldık arkadaşla  'ne yani bitti mi? böyle mi?' 
.

Ve bir de Ratatoule MİMlemiş. Teşekkür ederek hemen yanıtlıyorum Mimimi:)

Evde yangın çıksa, evden sadece tek bir esya, nesne cıkarmanız gerekirse bu ne olur ?


hımm düşünüyorum... tabi ki de kızıma bakabilmem ve bir süre barınabilmemiz için kredi kartlarımın ve arabamın anahtarının da ruhsatının da içinde bulunduğu ÇANTA olurdu:))

Pazartesi, Ocak 10, 2011

Bu Hafta Çokçabuk Geçecek Biliyorum;)

Şimdi herkesin ayrı ayrı telaşı var elbette di mi, işte ben de süs püs, derlenme toplanma, kendime ciciler alma telaşındayım... eh ne yapayım kocacım geliyorda;)) haftaya yamacımda olacak... Hatta hani pazartesileri izinliyim diye haftaya bu gece dışarıda oluruz muhtemelen... hayal etmesi bile güzel!!! zaten benim bu heyecanım hazırlıklarım derken bi bakıyorum gelmiş sevgilim!

işte bu nedenle benim şu iç disiplin meselem, zamanımı iyi değerlendirip değerlendiremediğim asıl yarın belli olacak:)) 1 günlük iznimi iyi değerlendirmem gerek anlayacağınız...
gerçi bende bu motivasyon varken sabah erken bile kalkabilirmişim gibi geliyor:PP

                                                           *


ve bu ara ödüllerden gidiyoruz:)) yazılarını ilgiyle didik didik okuduğum, canım filiz böö lemiş beni... teşekkür ediyorum çok çok çok!!!

Cuma, Ocak 07, 2011

Gülümsüyorum, ödülüm var!

sevgili minimalist ödüllendirmiş beni...
daha yazısını okumaya başlarken yüzüm güldü! 
seviyorum bu paslaşmayı paylaşmayı...

minimaliste teşekkür ederek ben de kimleri kimleri ödülendiriyorum...

sevgili clementine
          vakt-i firar
          tedirgin ruh çikolatacısı
          hande
          deli anne

gülümseyin arkadaşlarr!!!
          evett çirkinis bizzz...:PP

Pazartesi, Kasım 29, 2010

SEVİYORUM BEN MİMLERİ!:)

sevgili blogdaşım minimalist MİMlemiş beni, uzun zamandır hiç anket yapmamış biri olarak pek bi keyif aldım diyebilirim:))



1-En sevdiğiniz kelime: sevgilimin bana cümle arasında öylesine 'güzelim' demesi; direkt çocuklaşırım

2-Nefret ettiğiniz kelime: 'illaki' ıyy gıcık oldum gene...

3-Ne sizi heyecanlandırır: tatile gitmek!

4-Heyecanınızı ne öldürür: mesela yeni aldığım birşeyi değiştirmek zorunda kalmak, tüm hevesim kaçar

5-En sevdiğiniz ses: Defne'nin sesi, konuşma çabaları...

6-Nefret ettiğiniz ses: saat alarmı!

7-Hangi mesleği yapmak istemezsiniz: gürültülü ortamda olan hiç bir işi istemezdim.

8-Hangi doğal yeteneğe sahip olmak isterdiniz: kılını kıpırdatmaya üşenen bir tip için abes olsa da iyi bir sporcu olmak isterdim:))

9-Kendiniz olmasaydınız kim olmak isterdiniz? ya kendim ya da doğal ortamında yaşayan bir vahşi bir hayvan olmak isterdim

10-Nerede yaşamak isterdiniz: Kaş!

11-En önemli kusurunuz: dengesizlik

12-Size en fazla keyif veren kötü huyunuz: Şımarıklık

13-Kahramanınız kim: sevgilim!

14-En çok kullandığınız kötü kelime: direksiyondayken ne yazıkki birçok kötü kelime!..

15-Şu anki ruh haliniz: düne göre daha huzurlu

16-Hayat felsefenizi hangi slogan özetler:tek bir slogan diyemem ama Sartre'da gizli tüm bakış açım ve Şebnem Ferahın HER şarkısında gizli iç dünyam...

17-Mutluluk rüyanız: Uçmak!
yamaç paraşütü ile uçma çabalarımı sevgilim engelledi hep(rüzgar ters dönerse bana bişi olmasın diye;)
şimdilerde uçanbalonla gökyüzünde gezinmek var aklımda. Kapadokyaya gitmeyi bunun için istiyorum sanırım.

18-Sizce mutsuzluğun tanımı: istemediğin biçimde yaşamak zorunda olmak

19-Nasıl ölmek isterdiniz: uyurken...
aslında big fish filminde ki adamın ölürken herkesle vedalaşması da güzeldi ama fazla duygusaldı en iyisi uyurken sessizce ölmek...

20-Öldüğün zaman cennete giderseniz Allah’ın size ne söylemesini istersiniz?
korkacak bişi yok, yeni bir serüven başlıyor...

ben de bu MİMi canım klavyemden dökülenler'e ve Hande'ye paslıyorum...

Pazartesi, Mart 22, 2010

MiM !

pek keyifli doğrusu şu mim adeti... ne eğlenceli geliyor bana, minik bir röportaj gibi:) sevgili minimalist mimlemiş beni !
konumuz ise ' 2009'un neden iyi geçtiğine dair 5 madde'

hımm, düşünelim bakalım... yok yok numara yapmayacağım ve yılbaşında sevgiliye yazdığım aynı konulu mektubumu hatırladım, hafızadan kopya çekeceğim:)

1. ece defnem'le olağandışı ilişkimizin başlaması ve yine aynı yıl kavuşmamız

2. hiç aidiyet hissedemediğim şehri geride bırakıp canım İstanbuluma kavuşmuş olmam

3. böylelikle 'anneme' kavuşmuş olmam

4. sevgili ile bozcaada'da ki son başbaşa romantik tatilimiz; ya da karnımda ki bebeğimizle ilk tatilimiz:)

5. yirmili yaşlarımın son yılıydı; tabi bu kötürüm bi durum ama bu bakımdan kıymetli bir rakam 2009; keşke hiç geçmeseydi mesela:)

bol kavuşmalı bir yıl olmuş 2009; 2010 da da şimdi iş için uzak diyarlarda olan sevgilime de kavuşursam mim falan beklemeden yazarım onu da:)

vee bu MİMi paslıyorum
klavyemden dökülenler
mss müge


buarada dün 5 ayını doldurdu ece defne'm; ne çabuk geçti bu beş ay , anlamış değilim ! kocaman oldu...