İlk ayrılışımız da dibe vuruyorum. Ve bunu mincoya çaktırmamaya çalışan bir gereksiz bir ifadeyle, hiç makyajsız soluk bir yüzle, nasıl beceriyorsam full negatif bir hal, ideal- örnek bir depresyon...
Sonra toparlıyorum kendimi ve bir süre pek dayanıklı oluyorum, çocukla çocuk olarak full neşeli, iş yerinde çalışkan arı, ve olağan buluyorum herşeyi... yaklaşık üç hafta böyle gidiyor. (MESELA ŞU SIRALAR BU EVREDEYİM;)
Ne oluyorsa bir an da büyü bozuluyor ve dank ediyor bana.
Bir şarkı sözü, boş bir yastık, yalnız gidilen bir davet, süper mutlu aile tabloları, ... Herhangi biri olabilir yani... tehlikeli işte, her an çıkabilir karşına, düşündürebilir, hatırlatabilir... kurulmuş saatin o iğrenç sesi gibi bir ses beynimde başlar çalmaya...
Sonrasında da dişimi biraz daha sıkıp kavuşurum sevgilime...
bu döngü hep böyle, hem de her seferinde...
Bir şarkı sözü, boş bir yastık, yalnız gidilen bir davet, süper mutlu aile tabloları, ... Herhangi biri olabilir yani... tehlikeli işte, her an çıkabilir karşına, düşündürebilir, hatırlatabilir... kurulmuş saatin o iğrenç sesi gibi bir ses beynimde başlar çalmaya...
Sonrasında da dişimi biraz daha sıkıp kavuşurum sevgilime...
bu döngü hep böyle, hem de her seferinde...
***
Gene böyle bir dank edişte pek güzel bir karar almıştım, önceden.
''Sevgili gelemezse ben giderim'' diyordum. En emin tavrımla.
Hala da öyle diyorum ( Bi bakmışın yanındayız;)
Ama emin tavrımdan pek eser kalmamış gibi.
''Sevgili gelemezse ben giderim'' diyordum. En emin tavrımla.
Hala da öyle diyorum ( Bi bakmışın yanındayız;)
Ama emin tavrımdan pek eser kalmamış gibi.
Sesim biraz kısık çıkıyor sanki. Daha çok gevelemeyle söyleyip 'neyse bakalım...' diye konuyu kapatırken yakalıyorum kendimi!
Sevgilinin yanına gitmek mi, yoksa burada kalıp düzeni sürdürmek mi...
***
Önce büyük taşlar konur kaba, ben de önce en önemli taşı koymak istiyorum. Defneyi babası ile temelli kavuşturmak istiyorum artık. (ve kendimi de)
Ama tam da bu nokta da diğer ayrıntılara takılıyorum ( benim işim ya da defnenin kreşi...)
***
Önce büyük taşlar konur kaba, ben de önce en önemli taşı koymak istiyorum. Defneyi babası ile temelli kavuşturmak istiyorum artık. (ve kendimi de)
Ama tam da bu nokta da diğer ayrıntılara takılıyorum ( benim işim ya da defnenin kreşi...)
Yapmaktan en korktuğum şeyi yapıyorum.
Ayrıntılarda boğuluyorum.Bu ara.
5 yorum:
karar vermek ne zor.. ama kararsızlıkta pek kötü!
Şu an için karar vermek zor gerçekten ama giderek, bir süre sonra belirginleşecek ne yapacağım... yani öyle umuyorum:)
Yaklaşık üç hafta, sonra onu yanında istiyorsun. Öyle doğalki bu Çakıltaşım.
Hayatta en zor şeylerden biride kararsız kalmak sanırım. Ama sen bunu çözersin, vakti geldiğinde her şey seni bir karara zorlar zaten.
Lütfen canını sıkma olurmu? düzelir merak etme..
evet nasılsa yoluna girecek bişeyler ama asıl takıldığım basit bir düzen oluşturmak nasıl bu kadar zor olabiliyor?
yani türk filmlerindeki gibi 'neden bennn' diyesim geliyor bazen:)
canım benim yaaa,ne kadar üzüldüm postu okuyunca inan bir gün her şey yoluna girecek ama işte nasıl girecek,düzelecek dua ediyorum sizin için rabbim sizi en güzel şekilde kavuştursun inşallah bir daha ayrılmamak üzere ...
Yorum Gönder