Çarşamba, Şubat 29, 2012

Biter mi hiç bu sorgu sual? Hiç sanmıyorum...

Defnece 28 aylık oldu bile...
En sevimli en ısrarcı en güldüren en kızdıran bir dönemdeyiz... 
Konuşma çabaları izlemeye değer...
Birşey dediğimde  - paam anne paaam... diye beni susturması (tamam demek istiyor:) şu sıralar beni en çok güldüren...
Defne'ye göre bizim bir  uçağımız var mesela, babası uçakla gidiyor ya işine...
Sayıyor, renkleri şekilleri de tanıyor epeydir...
Üçgen içinse her bi köşesi için   - mu anneee  mu babaaa muu beeeennn diyor (mu=bu)... seviyorum özgün yorumlarını,  vivivilerini (kırmızı), pepe şarkısının Defnece uyarlamalarını...


Kitap okuma konusunda sabırsız şimdilik,  kapakları hemencecik kapatılıyor, halbuki çok sevmişimdir anne okur,  minik kız sukunet içinde dinler hani... bu kıvama gelmeyi hiç bıkmadan bekliyorum. Ama yapbozlar ve boyama husunda çok becerikli:) Sulu boya, parmak boyası, hamurlar en sevdikleri... bir heyecanla kollarını sıvayışı var çok komik... 




Büyüdüğünü görmek beni hem mutlu ediyor hem de telaşlandırıyor... her annede olduğu gibi benim de endişelerim artıyor...  bunca sevimliliğiyle güldürürken ikna edilemez inadıyla kızgın bir anneye dönüşebiliyorum bazen. Gerçi kriz yönetimim fena değildir benim, süper rahatlığımla... ama  tek stresim daha çok  ve verimli zaman geçirme telaşımın Defne'nin 'hayır' inadıyla çakışması... böylesi zamanlarda ikimizde kriz yaşıyoruz ufak çapta...


 Defne' de kızdığımı anlayınca bazen  - paam anne paammm deyip öpüyor beni ... O zamanlar hiç sevmiyorum kendimi! Küçücük çocuk seni idare ediyor diye hayıflanıp utanıyorum...  
Yine de bu konuda epey yol katettim diyebilirim, eğittim kendimi:) Ama tam değil. Tam olamıyor hiç... Tüm bunlar normal mi acaba diye düşünmekteyim?  Görünüşe bakılırsa yalnız değilim... Ama  kendimi kandırıyor olabilir miyim? bu böyle uzar gider işte...


Sonra bakıyorum  meme sürüyor, bez sürüyor... başlıyorum sorgu suale... duygusala bağlamayı kesip azcık kuralcı olabilseydim böyle olmazdı diyorum mesela... çalışıyorum diye ilgilenemedim, tembellik edip erteledim diye  bez de sürüyor... beceremiyorum herhalde ben diyorum ... 



Bu suallere takıldığımda;  akşamları yolumu gözlemesi, minik kollarını açıp sarılmak istemesi benim en tatlı tesellim oluyor... 

Bizim Mahalledeydik...

 Ömrümün en renkli zamanlarını geçirdiğim İstiklaldeydik geçen akşam...
Gencecikken sanırdım ki hep buralarda geçecek ömrüm.
 Ne tuhaf! 


Hiç bilmeden, küçücük bir kararla hayatın akışı değişiveriyor. Sonra bi bakmışsın ki  bir zamanlar 'bizim mahalle' dediğin  yere en son ne zaman geldiğini hatırlamıyorsun bile... 


Kimbilir kaç aydır gitmiyorum İstiklal caddesine... Geçen akşam gittik bi kaç arkadaş... Öğrencimizin tiyatro oyununu izlemek için! hani illa bir bahanem olmalı ya. Bu da fena bir bahane değil yani,  yerimden kalkmam için... İyi ki de gitmişim.  Nasıl iyi geldi  Beyoğlunun kendine has havası, anlatamam heralde. Çok özlemişim mahallemi.
 Tam bir eski dost gibiydim. Ya da ana karakterdim sanki. İstiklal ile benim aramda sessiz bir diyalog... Hiç bitmedi. Öğrencilik günlerime döndüm bir an da...  


Daha sık gelmeliyim dedim kendi kendime. Ankaraya' da gidersem iyice koparım diye korktum ne yalan söyleyeyim. 
Madem artık köprüyü de geçebiliyorum arabayla,  hemen planlar yaptım. Özgürlük alanım genişlemiş oldu böylece:) listeler oluşturdum kafamda...  Kar yağmasın yeter ki;) 
Bi de Defnece' de istesin benim gibi... çünkü onu planlarımdan ayırmak hiç içimden gelmiyor...




Pazar, Şubat 19, 2012

bakalım doğrumuymuş? dibe vurunca çıkışım hızlı mı olacak...

daha da kar yağmaz umarım...
hani lapa lapa yağsın tatlı oluyor olmasına da o soğuk içime işlediği an huysuzlanıyorum... sevmiyorum kışı...

kar bitti, sevgili gitti, hayeller ertelendi...
ne kadar daha bu erteleme? bilinmez... ama hayat sürprizlerle dolu!
huzursuzluğumun regl dönemi bunalımıyla, karla ya da ergen bıcırıkların içinde kala kala huy değiştirmemle bir ilgisi yok...
haklılığımı anlatamamış olmanın bıkkınlığı bu. ha... bi de hayal kırıklığı.
dibe vurmuş gibiyim.
ama olsun seviyorum bu hallerimi de...
gündüz bol kahve, akşam bol Defne iyi geliyor...

bu da size benden bir şarkı... bari siz anlayın beni diye:)